Bir adam tek başına oturuyordu…
Hüznü gark olmuştu. Bütün hayvanlar ona yaklaşıp şöyle dediler. “Seni böyle hüzünlü görmek hoşumuza gitmiyor. Ne istiyorsan onu getireceğiz.” Adam: “İyi görmek istiyorum” dedi. Akbaba: “Benim yeteneğimi alabilirsin” dedi. Adam”güçlü olmak istiyorum” dedi. Jaguar şunu dedi: “ Benim gibi güçlü olacaksın” dedi. Daha sonra adam: “Dünyanın gizemlerini öğrenmek istiyorum” dedi. Yılan:”Sana onları göstereceğim” dedi. Öbür hayvanlarla da bu böyle devam etti. Adam onların vereceği bütün hediyelere sahip olduktan sonra oradan uzaklaştı… Ondan sonra baykuş bütün hayvanlara şunu söyledi: “Adam artık bir çok şeyi biliyor ve yapabilecek kabiliyette.” Geyik şöyle konuştu: “Adam ihtiyaç duyduğu her şeye sahip.Şimdi hüznü son bulacaktır.” Baykuş: “Hayır” dedi.”Adamın içinde bir delik gördüm. Asla doyuramayacağı bir açlık kadar derin. Bu onu hüzünlü olmaya ve istemeye yöneltmektedir.Almaya ve toplamaya devam edecektir.Günün birinde dünya şunu söyleyene kadar:Tükendim.Sana verecek bir şeyim kalmadı…” (Apocalypto-2007)
Bu replik hep çok etkilemiştir beni… Malesef insan, çoğu zaman elindekilerle yetinmeyi bilmiyor ve mutsuz olacak bir çok şey bulabiliyor. Ta ki elindeki değerleri bir gün yitirene kadar… İşte o zaman kıymetini anlayabiliyor ve sonuç; yine mutsuz oluyor… İş hayatımızda da böyle değil mi? Peki bizi mutsuz edecek çok şey bulabilirken, hiç bizi nelerin mutlu ettiğini düşündünüz mü?
İşyerinde bizi neler mutlu ediyor?
*Fark yaratabilmek,
*Güçlü, iyi yönlerimizi kullanmak,
*Gurur duyabileceğimiz pozisyonlarda çalışmak,
*İyi ilişkiler kurmak, takdir edilmek, onaylanmak,
*Sevdiğiniz insanlarla çalışmak,
*Sosyal hakların verilmesi,
*Maddesel varlıklar(masa,teknolojik aletler, ücret vs)
Yapılan araştırmalarda, işyerinde mutluluk; daha verimli çalışılmasını, daha iyi sunumlar yapılmasını, daha kaliteli hizmet verilmesini sağlıyor.
Tek başına bunları sağlamak tabi ki yetmiyor. Film repliğinde olduğu gibi imkanlar sağlandıkça, koşullar iyileştirildikçe, çalışan mutlu olmak için daha çok şey isteyebiliyor. İşte bu yüzden çalışanın iç motivasyonun yüksek olması, bu durumu destekliyor. Kendine sunulan hakların değerini bilmesini ve sahip olduklarının keyfini çıkarmasını sağlıyor.
Çalışan mutluluğu ile ilgili şirket yönetimine çok şey düşüyor.
Çünkü, bu motive edici şeylerin bir çoğu, çalışana şirket politikalarına göre eksik sunulabiliyor. Bazıları birbirinin eksikliğini kapatabiliyor. Örneğin iyi ilişkiler kurulan, takdir edilen bir çalışan bazen sosyal haklarını önemsemeyebiliyor. Ancak işyerinde kötü bir yönetim uygulamasının olması, bütün eksiklikleri ortaya döküyor ve çalışanlara mutlu olacakları her şeyi verseniz bile etkisi kalmıyor.
İşten ayrılmaların büyük bir çoğunluğu malesef kötü yöneticiye bağlı…
İyi bir rol modeli olan yönetici; mutlu, pozitif çalışanlardan oluşan bir ortam yaratabilir. Bunun için çalışana kendini iyi hissedeceği ortamlar sağlayabilir, performansını ortaya çıkarmasını destekleyebilir. İşgücünü planlayarak, zamanı doğru kullanabilir, çalışanlarını hedeflere odaklayıp, çözümlere ulaşmalarında yol gösterici olabilir. Kısaca, burada sayamadığım bir çok özelliğiyle iyi bir lider, iyi bir rol modeldir ve çalışanlarını motive edebilir. Ve elbette gülümseyebilir…
Ralp Waldo Emerson’un dediği gibi; yaptıklarıyla çok sesli konuşan liderlerin, iş hayatına yenilikler getirmesini diliyorum…
Saygı Günenç- Kasım/2013
“paylaşmak ayrıcalıktır”
“Yaptıklarınız o kadar sesli konuşur ki, söylediklerinizi duyamam.” Ralp Waldo Emerson
~
Tebrikler, keşke herkese ulaşabilse bu yazı.