Hani hep büyüklerimiz derler ya; eskiden böyle miydi? diye 🙂 Evet, eskiden böyle değildi…
Teknolojinin geldiği nokta, sosyal medya bizi çok değiştirdi. İyi ki değiştirdi. Çok farklı açılardan bakabiliyor, kültürel etkileşimler sayesinde daha hızlı gelişebiliyor, millik mesafeleri baytlara (byte:) sıkıştırıyor ve hayatı daha pratik hale getirebiliyoruz.
Farkında mısınız? Mükemmel bir dünyanın içinden geçiyoruz…
Bu dünyanın büyüsüne öyle çok kapılıyoruz ki; atladığımız bazı şeyleri görmemiz imkansızlaşıyor.
Uğraşılarımızın hepsi sanal, ama BİZ GERÇEĞİZ!
İhtiyaçlarmız, gereksinimlerimiz, duygularımız hala devam ediyor. İşte bu yüzden sanal ortamda yaşanan her şey, bize sanki yanıbaşımızda gibi geliyor. Hayal kuruyor, kurduğumuz hayali yaşıyor ve sevincini/üzüntüsünü yaşıyoruz. Bilgisayarımıza kızabiliyor, tepki bile verebiliyoruz. Nerdeyse küsüp günlerce konuşmayacağız… Ya da iyi ki konuşmuyoruz. Ya bir de konuşursak:)
Wisconsin Üniversitesinde "Çocuk Gelişimi Araştırmaları Birliği"nin sunduğu bir çalışmada; anne ve babaların sürelik olarak dokunmatik ekranlarla (telefon, tablet) geçirdikleri vakit, çocuklarıyla iletişimleri üzerinde son derece olumsuz etkiler yarattığı söylenmiştir. Aynı zamanda; 2-3 yaş çocuklarının dokunmatik ekranlara ilgisi ve kullanma, algılama kabiliyeti son derece yüksek olduğu tespit edilmiştir. Yani öyle bir nesil geliyor ki, şu an şaşkınlığını yaşadığımız bir çok teknolojik cihazları çoktan özümsemiş olacaklar. Çocuklarımızı doğru yönlendirmenin önemi tam burada ortaya çıkıyor. Hem kabiliyetlerini desteklemek hem de diğer ihtiyaçlarının da (sevgi, iletişim vs) varlığını unutmamak, ihmal etmemek gerekiyor.
Atarlı, giderli gençliğimiz içinse zaten çok fazla müdahale şansı bulunmuyor. Ancak olabildiğince bilinçlendirmek ve onları anlamak gerekiyor. Teknolojinin kullanılması iş hayatında bir güçtür. Bu güç sayesinde; iletişim kurma, sunma, hayata geçirme, geliştirme gibi konularda profesyonelce çalışmalar yapabiliyoruz. Zamandan ve iş gücünden tasarruf edebiliyoruz. Aslında değinemediğim çok yönlü faydaları mevcut diyebiliriz. Tabi biz faydalı şekilde kullanabilirsek… Kullanamazsak etkisi altına alıp hayatımızı yönetmesi an meselesi olabilir. "Twitter"ile kalkar," face"ile kahvaltı yapar, "instagram" ile yüzümüzü yıkar, "foursquare" ile işe gider, "linked in" ile çalışır, "skype" ile konuşur, "youtube" ile ruhumuzu besler, "wordpress" le hayallerimizi dile getirir, "pinterest" en yer içer karnımızı doyururuz. Derken akşam olur…Evimize "foursquare" ile dönerken, kapımızı instagram ile açar…
Teknoloji iyi bir kul, kötü bir efendidir!
Teknolojiyi doğru kullanmak ve insanın gereksinmelerini unutmamakta fayda görüyorum. Gerektiği kadar, en verimli olacak şekilde yaşamak sanırım en doğrusu olacaktır. Teknolojik enstrümanların bir arkadaş değil, bilgi ve gelişim kutuları olduğunu unutmayıp, arkadaşlarınızı,ailenizi, sevdiklerinizi ihmal etmeyin. Örneğin o bilgi kutularıyla arkadaşlarınızı arayın ve yazın ama yüz yüze görüşmeniz gerektiğini de unutmayın:) Gündelik yaşamınızdan taviz vermeyin. Kendi dünyanıza vakit ayırın!
Saygı Günenç
Aralık/2013
"paylaşmak ayrıcalıktır"
Saygi advisory note w.r.t. to man / instrument / development technology is astonishing.
Thanks F.Y.I. shared. Words were read by editing to English from Turkish language.
Happy New Year 2014.
Prashanth Rao
Mys.(Ind)