Değerler bizim kimliğimizi temsil eden ögelerdir.
İnsanlar yaşamları boyunca sahip oldukları, çevreden, aileden kazandıklarıyla oluşturdukları değerlerini; inançlarıyla birlikte yansıtıp, davranışlarıyla dile getiriyorlar.
Değerlerimiz, varlığımızı diğerlerinden ayırmamızı sağlıyor. Bir çoğumuzun duruş, benlik, nitelik dediği kavramlarla, toplumda kişileri kendiliğinden sınıflandırıyor. İşte nasıl bireyler değerleriyle fark yaratıyorsa, kurumlar da aynı şekilde oluşturdukları değerlerle diğerlerinden ayrılıyor.
Bir kurumun gücü; çalışanlarının, mevcut değerlerle yarattıklarına bağlı olarak ölçülüyor. Çoğu zaman yöneticiler/patronlar, çalışanlarından bir çok konuda şikayetçi oluyorlar. Örneğin:
*Çalışan aidiyet duygusunun zayıf olmasından,
*Çalışanların geri bildirim konusundaki zayıflıklarından,
*Kendi aralarında fikirlere saygı duymamalarından,
*Kimsenin sorumluluk almadığından,
*Kabul etme yerine sürekli suçlama yapılmasından,
*Dayanışmanın olmayışından,
*Güven ve inanç eksikliğinden,
*Hoşgörünün hiç olmayışından,
*İşten çabuk yorulmalarından, sıkılmalarından, sabırsız olmalarından,
*Herkesin sadece rutin işini yapması ve ancak farklı projeler üretmemesinden,
*Çalışanlar arasında saygının olmayışından,
sürekli bahsediyorlar. Bu sebeple bir çok işin yarım kaldığını, düşük performansla yapıldığını, kimsenin işi sahiplenmediğini söylüyor ve maalesef hiç zaman memnun olmuyorlar. Çünkü aslında haklılar… Kurumun gücü, çalışanların ortak değerlere bağlılıklarıyla ölçülüyor… İşte yukarıda bahsettiğimiz konularsa, tamamen buradaki eksikliği ifade ediyor. Her ne kadar şekil olarak çalışanlardan kaynaklandığı düşünülse de, aslında kurumların yönetimindeki hatalar, oluşturulmayan kurum değerleri, bu performans düşüklüğüne sebep oluyor. Tabi bunu da ancak farkındalığı yüksek yöneticiler/patronlar anlayabiliyor.
Çalışanlar, eğer oluşmuş bir kurum değeri GERÇEKTEN varsa, yapılan işi önemseyip, işe ruhunu katıyor…
Zuhal Baltaş'ın "Krizde Fırsatları Görmek" adlı kitabında; oluşabilecek en ufak kriz durumunda bile, çalışanların hatalı şirket politikaları sebebiyle kendilerini değersiz hissettiklerini, kurum içi çatışmaların arttığını ve gemiyi en önce onların terk ettiğinden bahsediliyor. Oysaki değerler inanç yaratıyor. İnanç ise; sabırlı ve daha güçlü olmayı, daha zor işlerin altından kalkmayı kısaca daha çok sahiplenmeyi sağlıyor. Şirketine inanan çalışan, kendiliğinden verilen görevin fazlasını yerine getiriyor ve çok bile çalışsa bunu önemsemeyip, şirket başarısını ön planda tutuyor. Kurum değerlerine aykırı davranıp, dışlanmayı asla göze alamıyor. Ekip ruhu da, aidiyet duygusu da (ve diğerleri) böylece kendiliğinden oluşuyor. Bir de doğru yönetim söz konusuysa, başarı profili kendiliğinden oluşuyor.
Kurum değerlerinin oluştuğu, hem çalışanlarının hem de yöneticilerinin keyifli bir şekilde işe gittiği, ortak hedefleri ve etik değerleri olan kısaca ruhu olan iyi iş yerlerinin artması dileğiyle…
Saygı Günenç
Temmuz/2014
Değerler bizim tarzımızın,tonumuzun,tutum ve davranışlarımızın temeli.Dolayısıyla bizim kendimize özgü kimlik kodlarımız. Parmak izimiz,yol haritamız.
Bizim gibi insan kaynaklarına gönül verenler bilir,değerlere dayalı bir işe alım ve bu değerini koruyup geliştirebilen ve sürdürebilenlete yönelik kariyer ve terfi politikası bu bakımdan oldukça etkili bir stratejik yaklaşım diye düşünüyorum.
Diğer yandan değerlere referans arkadaşlık,komşuluk ve sıralayabileceğimiz tüm İnsan ilişkilerinin güç kaynağı ortak değerlerimiz.
Dostlukların,kaynaşma ve dayanışmaların kalıcı tutkalı değerler.Kurum ve işletmeler için de kuşkusuz ortak değerler çok önemli bir yere sahip.Ortak değerler oluşturablen işletmeler gerçek manada kurum kültürünü de oluşturabileceklerdir.Çalışanlar geçici,sistemler değişken
bir özellik arzederken kültür kalıcıdır.
Özetle Saygı hanım yazınızda çok iyi vurguladığınız üzere değerler.mihenk taşı,her daim geçer akçe .Bizi biz yapan ögeler değerler.
HR dERGi de yayımda olan İnsan Kaynaklarının Misyonu ve Vizyonu Ne Olmalıdır konulu makalemde ;’nitel vasıflardan ziyade değerleri öne çıkaran bir işe alım politikası ‘ olarak atıf yaptığım husus buna dayanıyor.
Sağlık ve esenlikler dilerim.
Nedim Bey,
Her zaman olduğu gibi yorumunuz yazının anlamını vurguluyor ve daha da kuvvetlendiriyor.
Düşüncenizde haklısınız. Biz İKcılar işe alımlarda da kurum değerleriyle örtüşebilecek, önemseyecek, uyum sağlayacak ve katkı koyabilecek kişileri seçmeyi önemsiyoruz. Çünkü biliyoruz ki; tek başına bilgi, tecrübe, diploma vs yeterli olmamakta.
HR Dergi’deki yazınız için sizi yürekten kutluyorum. Bu sayede bir çok meslektaşım ve iş profesyonelleri sizin yazınızı okuma ve mükemmel anlatımınızla, işlediğiniz konularla ve içinizdeki insan sevgisiyle güzelleşen sitenizi tanıma şansı bulacaklar.Değerler konumuz iken;siz bizim için büyük değersiniz. Bu vesileyle dile getirmek isterim. Yazılarınızı, yorumlarınızı eksik etmeyiniz.
Güzel paylaşımlarda görüşmek dileğiyle.
Saygı hanım çok Teşekkür ederim.Bil mukabil,ayrıca sizin güzel bakışınız.Bununla beraber sizlerin de İnsan Sevgisi ve Saygı (isminizle bütünleşik) temeli üzerine üretimleriniz konusunda emeğiniz çok maşallah.
Yukarıdaki yorumumda nicel vasıfları kastetmekle nitel yazmışım.Bu nedenle bu konuya atıf yaptığım bölümü ve referans olan yazımın linkini aşağıya ekliyorum.
En iyi dileklerimle,
“İşe alım uygulamalarında en gelişmiş sistemleri kullanırken, adayın yetkinlikleri içinde tutumunun yüksek etkiye sahip olacağı anlayışı ön planda ele alınıp adayın benimsediği değerleri öne çıkaracak bir işe alım yaklaşımı kurgulayıp uygulamak,”
http://www.hrdergi.com/tr/konuk-yazarlar/nedim-ileri/nedim-ileri-insan-kaynaklari-nin-misyonu-ve-vizyonu-ne-olmalidir/2611.aspx
Çok teşekkür ederim. Sevgiler.Saygılar.
Değerler kişiyi motive eden,harekete geçiren etmenler.Hedeflerimizi sahip olduğumuz değerlerle belirliyoruz.
Değerlerine aykırı yaşayan insanlar huzursuzluğa mahkum oluykf.İş ve yaşamda ortak değerler ortak musyonda ve vizyonda buşturhrsa kişileri tatmine,huzura taşır.Maddi,manevi tatmin,ruhsal denge için herkesin yaşam değerleri olmalı.
Değerleri olan güzel insanlardan nitelikli yorumlar almak sevindirici. Teşekkür ederim Ayşegül Hanım.