Çocuklarda geliştirilmesi gereken üç temel alan vardır.
Bunlardan ilki yaratıcılık!
Yaratıcılık, çocukların yeteneklerini becerilerini gösterebilecekleri ortamlar sunduğumuzda gelişir. Becerilerini sunmaları için imkan vermezsek körelir. Özellikle okul öncesi dönemde çocukların yaratıcılıkları çok yüksek iken okul çocuklarının yaratıcılıkları körelip bekleneni sunan çocuklar olmaya başladıklarını görürüz. Örneğin okul öncesi çocuklarının resimleri son derece farklı, özgün karakterlerle doluyken, okul çocuklarının resimleri genelde birbirlerine benzemektedirler.
Peki çocuklarımızda yaratıcılığın gelişmesi için neler yapabiliriz?
Öncelikli olarak soru şekillerimize dikkat etmeliyiz. Çocuklara bilgi içeren, tek bir cevabı olan, kapalı uçlu sorular yerine onları düşünmeye sevk eden, kendi fikirlerini sunabilecekleri, duygularını ifade edebilecekleri açık uçlu sorular sorabilirsiniz. Böylece yaratıcı düşünceyi geliştirmiş olursunuz. Örneğin: ‘’bunun hakkında ne düşünüyorsun, sence nasıl olabilir, bu durumda ne hissetmiş olabilir?’’ gibi sorularla hem kendisini ifade etmesini hem de yaratıcı düşünmeyi desteklemiş olursunuz.
Yaratıcılığın gelişmesi için ona olanaklar sunabilirsiniz. örneğin; hamur, sulu boya, kağıtlar, kum, kil, müzik, müzik aletleri, çeşitli boyalar, kumaşlar, artık malzemeler… Sunabileceğiniz materyaller de sizin yaratıcılığınızla sınırlıdır…
Çocuk özgür bırakılmalı ki; çağrışım akıcılığı, fikir akıcılığı olsun kendi zihninden bir şeyler bulup üretmenin tadına varsın. Hayal gücünü kullanıp farklı çözümler üretebildiğini görsün. Ona ne yapacağını ne renk boyayacağını söylemek yerine onun ne yapmak istediğini, nasıl boyayacağını kendisine sorabilirsiniz. Böylece hem yaratıcılığı desteklemiş hem de kendi kararlarını verebilmesini sağlamış olursunuz. Unutmayın ki; önemli olan bir şeyi doğru çizmiş olması değil, onun nasıl gördüğü ve nasıl çizdiğidir. Kendi istediği gibi çizmesine olanak verin, farklı olmanın verdiği hazzı da ona tattırın…
Bir kitabı onlara okumadan, ismini söylemeden önce kapağını gösterip ‘’acaba adı ne olabilir, bu kitap neyle ilgili olabilir, acaba ne anlatıyordur?’’ gibi sorularla fikirler üretmesini sağlayabilirsiniz.
Hayali oyunlar oynayabilirsiniz. Düşüncelerini ve verdiği fikirleri önemserseniz, daha fazlasını üretmek için çabalayacaktır.
Yaratıcılık; aynı zamanda çocuklarda kararlılık, merak, karmaşık düşünebilme, espri yeteneği gibi becerileri de geliştirecektir.
Etkinlikleri yaparken de sürecin sonuna değil, sürecin kendisine odaklanın. Bunu yapmaktan nasıl da keyif aldığınıza odaklanın. Çünkü birlikte çok keyifli zaman geçirmiş olacaksınız…
Sevgilerimle…
Psikolog Şule Demir Kökçen
Ne güzel yönlendirmişsiniz Şule Hanım, çocuklarım için bu söylediklerinizi uygulamaya çalışıyorum.. Aklıma hep kendi çocukluğum geliyor, biz böyle şeyler görmedik. Şimdi pekçok anne baba çocuklarını nitelikli yetiştirmeye çalışıyor. İnanıyorum ki, değerlerimiz yozlaşıyor diye gündelik hayatta veryansın ederken, gelecekte kaliteli bir kuşak; sahip olduğumuz onca nimetin, teknolojinin, doğanın vesair zenginliklerin kıymetini bilecek, kurtarıcısı olacak.. Tabi onlara birşey bırakırsak.:)
Teşekkür ederim. Gerçekten çok güzel çocuklar yetişiyor artık zeki, yaratıcı, paylaşımcı, değerlerinin kıymetini bilen… Bizlerden çok farklı ve nitelikli çocuklar…Tabiki sizler gibi bilinçli anne-babaların sayesinde…
Sevgilerimle
Hassas olduğum bir konu bu. Paylaşımınız için teşekkürler. Müsaade ederseniz kendi bloğumda da paylaşmak isterim.
Merhaba Gültekin Bey,
Konusunda uzman kişilerin söylemleri her zaman yol gösterici olmuştur. Bilgilendirmek ve bilinçlendirmek elbette bizim topluma karşı görevlerimizdir. Bu vesileyle yazıyı alabilirsiniz.
Ancak sizden rica mutlaka psikologumuzun Sayın Şule Demir Kökcen’in ismini yazmanız ve http://www.sgmyazilim.com.tr/saygigunenc/ sitesinden alıntı demeniz.
Güzel paylaşımlarda görüşmek dileğiyle.
Şule hanım, yazınız ne kadar imrendirici anlatamam. 2 yaşında bir oğlum var. Zaman zaman onun yaratıcılığına yönelik oyunlar, aktiviteler hazırlıyorum. Ancak pek başarılı olduğumuz söylenemez. Dediğiniz gibi sonuca odaklanmıyorum. Yaşına uygun şeyler seçiyorum. Ve uygulamalı bir şey yapıyorsak, ortamı onun serbest kullanımına müsait hale getiriyorum. Olası kazalara sabırlı davranıyorum. Ama benim için kabusa dönüyor. Makas kullanıyorsak masdan kalkıp koltuğu kesmeye çalışıyor. Boya yapıyorsak, kütüphaneye götürüp kitapları boyamaya çalışıyor. Ya da ne bulursa… Ve bunu oyun haline getirip tekrarlayarak beni deniyor. O kızmadığımı zannediyor, çünkü bağırmak, dövmek gibi davranışlar göstermiyorum. Ama ben içten içe bu aktivitelere karşı sabırsız oluyorum ve yapmak istemiyorum. Nerde hata yapıyorum, Uygulamada çocuğun dikkatini nasıl çekerim, kuralları anlatırken çocuğu sınırlamadan nasıl yönlendirebilirim?? Yol gösterirseniz çok sevinirim.
Merhaba Medine Hanım,
Meraklı ve denemeye açık bir çocuğunuz var gibi görünüyor, bunlar elbette çok güzel özellikler. Yaratıcılıklarını desteklemek hiç kural koymamak anlamına gelmiyor. Kurallarda açık ve net olun, etkinliğe başlamadan kuralları açıklayın. Yaşı gereği dikkati kısa süreli olacaktır, bu nedenle etkinlikleri kısa süreli olarak planlayın. Kural dışına çıktığı anda kısa ve net bir açıklamayla etkinliği hemen sonlandırın. Duygularınız konusunda da gizlemeye çalışmak yerine paylaşımcı olursanız örneğin ‘şu an çok kızgınım, …. bu yaptığın hoşuma gitmedi’ gibi hem iyi bir örnek olmuş hem de bir nebze rahatlamış olursunuz. Yaşının çok küçük olduğunu bu nedenle de her şeyi denemeye çalıştığını da unutmayın.
Sevgilerimle…
Merak ediyorum acaba.. Okula başlamış çocuklar içinde böyle etkinlikler yapmak gerekir mi? Çünkü okulda zaten bir sürü şey yapıyorlar.
Okul, çocukları birçok açıdan geliştiriyor ve zenginleştiriyor elbette. Ancak bir ailenin çocukla geçirdiği zaman, birlikte yaptıkları bir etkinlik çok özel ve kıymetlidir.
Sevgilerimle…