Saygı

ÇOCUKLARDA GELİŞTİRİLMESİ GEREKEN ALANLAR-2/ SOSYAL KAPASİTE

Konuk Yazarlar

Çocuklarda geliştirilmesi gereken alanlardan ilki yaratıcılık, ikincisi ise sosyal kapasitedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar insanların hayattaki başarılarının altında zekadan çok duygusal ve sosyal becerilerinin yattığının göstermektedir. Duygusal ve sosyal becerileri gelişmiş olan insanların hayatta daha mutlu, üretken dolayısıyla da daha başarılı oldukları görülmüştür. Duygularını kontrol edemeyen insanların ise mevcut yeteneklerini ketleyen bir içsel çatışma içinde oldukları düşünülmüştür.

Sosyal kapasite; sosyal kurallara uyma, ahlaki değerlendirmeler yapabilme, çevreyle olumlu ilişkiler kurabilme ve sürdürebilme, empati yapabilme, sebat etme, kendine güvenme, duygularını kontrol edebilme, sorumluluk alabilme gibi çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Sosyal kapasite, yaş ilerledikçe kemikleşen bir yapıdır ve bu nedenle yaşa bağlı olarak değiştirmek ve geliştirmek zorlaşabilir.

Sosyal kapasite hayatımızın her alanını etkileyebilir. Yetişkinlikte sosyal kapasiteye bağlı olarak yaşanan sorunlara şöyle bir göz atarsak ne derece önemli olduğu daha da anlaşılabilir. Örneğin yetişkinlikte selamlaşma becerileri, iş arkadaşları ile ilişki kurabilme becerileri, topluluk önünde konuşma yapabilme, hobi edinebilme, yeni ortamlara katılabilme, yeni insanlarla tanışabilme, istenmeyen bir davranış karşısında hayır diyebilme, duygularını söyleyebilme, değişiklerle baş edebilme, hakkını savunabilme, kurallara uyabilme gibi birçok alanda sorun yaşadığı için mutsuz olan, işinde ve sosyal hayatında istediği performansı sergileyemeyen bireylere sıkça rastlanabilmektedir.

sule6

Peki çocuklarımızın sosyal kapasitesini nasıl geliştirebiliriz?

  • Çocuklarımızın sosyal kurallara uyma becerisini geliştirmek için erken yaşta bazı kurallarla tanışmalarını sağlayabiliriz. Kurallar çocuğun belli bir düzen içinde olmasını, kendini güvende hissetmesini ve sorumluluk sahibi olmasını da sağlamış olur. Evde yaşlarına bağlı olarak belli kurallar koyabiliriz. Örneğin akşam yatma saatleri, yemeklerini masada aileyle birlikte yeme, oyuncaklarını toplama, yemeklerden sonra dişlerini fırçalama, kirlilerini kirli sepetine atma, dolaplarının düzeni, ödev saatleri, kitap saatleri…
  • Çocuklarımızın ahlaki değerlendirmeler yapabilmesi için doğruyu yanlıştan ayırt edebilme becerisini geliştirmesine destek olabiliriz. Adil olma, doğruyu söyleme davranışları ailede gelişir. Başkalarının inanç ve davranışlarına karşı hoşgörülü olabilme, saygı gösterebilme de ailede temelleri atılan sosyal becerilerdendir.
  • Çocuklarımıza sorumluklar verebiliriz, böylece kendini yararlı ve önemli hissetmesini de sağlamış oluruz. Örneğin yemekte masayı hazırlama onun görevi olabilir.
  • Çocuklarımızın sosyal faaliyetlere katılmasını destekleyebiliriz. Kendi ilgi ve yeteneklerini tanıma fırsatı verebiliriz. Böylece güçlü ve zayıf yönlerini de tanımasını ve kabul etmesini sağlayabiliriz. Sosyal faaliyetlerde kendi ilgi alanlarınız ve istekleriniz dışında onun ilgi ve isteklerine odaklanmanız gereklidir.  İlgilendikleri şeylerin sizler içinde değerli olduğunu  hissettirirseniz kendilerini değerli hissetmelerini de sağlamış olursunuz.
  • Çocuklarımızın erken yaşlarda empatiyi, yani başkalarının neler hissettiğini, neye ihtiyaçları olduğunu, ne düşündüklerini anlamalarını  destekleyebiliriz. Böylece merhamet duygusunu da geliştirip, etrafına karşı duyarlı, yardım etmeye istekli çocuklar yetiştirebiliriz.
  • Çocuklarımızın duygularını tanımalarını ve ifade edebilmelerini sağlayabiliriz. Mutluluk, kıskançlık, heyecan, öfke, utanma, üzüntü, şaşkınlık, korku her biri birer duygudur. Bu duyguların hepsini zaman zaman hissederiz. Yaşadığımız duyguları kabul edip dile getirirsek problem davranışlara yol açmalarını önlemiş oluruz. ‘Buna çok sevindim, şimdi çok utandım, kendimi çok kızgın hissediyorum gibi…’ ifadeleri, olaylar karşısında hem siz kullanabilirsiniz hem de çocuklarınızın kullanmasını destekleyebilirsiniz.
  • Çocuklarımızın haksızlıklar karşısında hakkını nasıl koruyabileceğini öğretebiliriz. Sadece kendi hakkını değil başkalarının hakkına da duyarlı olmayı öğretebiliriz. Olayları ya da davranışları onunla konuşabilir, tartışabilir böylece kendini ve yaşananları sorgulamayı da öğretmiş olabiliriz. Öz-kontrol becerisini yani harekete geçmeden önce durup düşünebilme, fevri hareketlerden kaçınma, geçmiş yaşantılardan ders alma becerilerini de geliştirebiliriz.
  • Çocuklarımızın başka insanların da duygu ve düşüncelerini dikkate almalarını, isteklerini rica cümleleri ile bildirmelerini, lütfen-teşekkür ederim-özür dilerim gibi ifadeleri kullanmalarını destekleyebiliriz.
  • İletişim kurarken en önemli becerilerden biri dinlemedir. Bu nedenle iyi iletişim kurabilen çocuklar yetiştirebilmemiz için başta dinlemeyi iyi bilen çocuklar yetiştirmemiz gerekir. Küçük yaşlardan itibaren onlara kitap okuyarak kelime bilgilerini arttırabiliriz. Yüz ifadelerini, beden dilini iyi anlayıp kullanabilmeleri için bebeklikten itibaren bolca jest-mimik kullanarak onlarla konuşabiliriz.

Mutlu çocuklar=mutlu bireyler

Şule Demir Kökçen/Psikolog

Sevgilerimle…

sule7

Konuk Yazarlar tarafından yazıldı
Etiketler:

“ÇOCUKLARDA GELİŞTİRİLMESİ GEREKEN ALANLAR-2/ SOSYAL KAPASİTE” için bir yorum

  1. Mustafa Ünlü dedi ki:

    Merhaba Şule Hanım,
    4.5 yaşında bir kızım var. Allah bozmasın, çevremizdeki tüm aileler imreniyor. Sosyal açıdan becerikli, fiziki olarak güçlü, nazik, neşeli, söz dinleyen bir çocuk. Herşeyi oyun haline getirip, keyifle zaman geçirir. Tabi bunda sevgili eşimin çok payı var. Bitmeyen sabrıyla her davranışı güleryüzüyle karşılar. Yalnız endişelendiğim bir durum var. Rutinin dışındaki her davranış için izin istiyor. Parka girince arkadaşlarımın yanına gideyim mi, ya da evde, muz yiyebilir miyim gibi.. Doğrudan onun için hazırlanan şeyler de dahil sıkça izin alıyor. Almadığı zamanlar da var tabi ancak, özgüvenli, kararlı bir çocuk olması için bu kadar çok çabalarken, cevabı hep evet olan bu konularda izin alması normal midir?
    ( Üstelik izin aldığı konularda hiç kısıtlama ya da bir yergi sözkonusu değil. Kızımızla çok ilgiliyiz, evde özgür, temizlik ve yemek konuları dışında pek kural koymadık. Daha çok örnek olmaya çalışarak kuralları aşılıyoruz. Ancak bu izin isteme huyu 3 yaşından beri var. Başkalarının yanındayken olduğunda “çocuk bu kısıtlamayın” diye telkinler aldığımız bile oldu.)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3.581 okunma

Kişisel blogdur. Ticari amaç ya da kazanç gütmez. Blogda kullanılan bazı görseller ve bazı yazılar google üzerinden alınmıştır. Herhangi bir hak iddia edilmemektedir. İstenildiği zaman kaldırılacaktır.

Başa Dön