Öyle bir CUMHURİYET ki, YAŞAMA HAKKI olan,

Öyle bir CUMHURİYET ki, EĞİTİM HAKKI olan,

Öyle bir CUMHURİYET ki, SAĞLIK HAKKI olan,

Öyle bir CUMHURİYET ki, SEÇME ve SEÇİLME HAKKI olan,

İşte bu benim  Cumhuriyetim, beni ben yapan haklarım, insanlığım, ÖZGÜRLÜĞÜM…

Öyle bir CUMHURİYET ki:

Mustafa Kemal Atatürk, 23 Ağustos 1925 öğleden sonra Çankırı’dan Kastamonu’ya hareket etmiş ve yol üzerinde Ilgaz kasabasına gelmişti. Halk arasından Ilgazlı Gazi Onbaşı Atatürk’e şöyle seslenmişti:

“Gazi Paşam, emin olunuz ki istiklâl ve namus uğrunda kurban olanların gözleri açık gitmemiştir. Sağ kalanlar, gaziler huzur ve mutluluklarından kuşku duymuyorlar. Onları dinleyen bir hükümet var. Geleceğimizden kesin olarak eminiz, çünkü kısa bir süre içinde sanayi, demiryolları, bankalar gibi görülen terakki artık fark ediliyor. Ben artık Kaymakama, Belediye Reisine, şimdi size her şeyimi anlatabiliyorum! Bunlar hep “Cumhuriyetin Verdiği Mutluluk” Bu mutluluk içinde yaşadığımız için Cumhuriyeti bize hediye eden siz, milletin ruhu, kalbi ve göz bebeğisiniz. Yaşasın Gazimiz, Yaşasın Cumhuriyetimiz!..”

Ne güzel bir anı değil mi ? Yaşasın Cumhuriyetimiz! Keşke ULU ÖNDER’imiz yaşasaydı biz de geleceğimizden emin olsaydık, verdiğimiz canların arkasından bizim de canımız yanmasaydı… (Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Mustafa Sarı, İrfan Tuna ve Ali İsmail Korkmaz…)

Atatürk’ün bu ülkeyi emanet ettiği bizlere yakışır şekilde, insan gibi yaşamak keşke bu kadar zor olmasaydı. Montaigne’in sözü bu durumu çok güzel anlatıyor. “Hangi limana gideceğini bilmeyen gemiye, hiçbir rüzgardan fayda yoktur. “Peki her şey belli iken limanımızı biliyorken şaşkınlığımız niye? Bizler geleceğimizi  ve özgürlüğümüzü istiyoruz. Cumhuriyetimize güle güle demek istemiyoruz… Çünkü bize ULU ÖNDERimizin emaneti…Cumhuriyetimize her zaman her şekilde sahip çıkıp savunacağız.

Rahat uyu ATAM!

Ülkemiz, Cumhuriyetimiz için senin izinden gidiyoruz. Gerekirse tomalara göğsümüzü siper eder,  nefes alamaz zehirlenir, aç kalır, el ele verip sokaklarda sabahlar, gerekirse ölürüz… Rahat uyu!

Çisem Çalışkan 29/10/2013

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

Kanun no: 2709          Kabul Tarihi: 7 Kasım 1982

(Resmî Gazete, 9 Kasım 1982, Sayı 17863, Mükerrer)

I. Devletin şekli

MADDE 1.– Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

II. Cumhuriyetin nitelikleri

MADDE 2.– Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti

MADDE 3.– Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.

IV. Değiştirilemeyecek hükümler

MADDE 4.– Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

TÜRKÜM, DOĞRUYUM, ÇALIŞKANIM…

¨