Saygı

STRESLE BAŞA ÇIKABİLME-1

Saygı Günenç

stres1

Zaman geçiyor…

Her gün güneş doğuyor. Biz güne bazen sağlıklı, mutlu bazen de sağlık problemleriyle ve huzursuz merhaba diyoruz. Vücudumuz uyandığında, günlük koşuşturmacalar başlıyor. İşe başlamak, ailenizde üstlendiğiniz sorumlulukları yerine getirmek, çalışmak, yetişmek, koşturmak ve daha fazla koşturmak…

Hal böyleyken, dengemizi bozan, olaylarla baş etme yeteneğimizi zayıflatan ya da aşan uyarıcı durumlar karşımıza çıkıyor ve biz tepki veriyoruz.

İşte bunun adına STRES diyoruz.

stres3

Bizi mutlu eden olayların dışında kaygılandıran uyarıcılarla dolu durumlar çok çeşitli olabiliyor. Bütün bu durumlara vücudumuzun verdiği tepki aslında düşünüldüğünün aksine son derece faydalı oluyor. Çünkü canlının varlığını sürdürebilmesi için stres adını verdiğimiz bu tepkileri vermesi şart…

Evet yanlış okumadınız stres hayatımızda olması gereken bir tepki. Tabi burada iki farklı stres halini birbirinden ayırmamız gerekiyor.

*Akut stres: Uyaran (saldırmak üzere olan bir hayvan) veya bir olay (yangın çıkması) tarafından başlatılan, bir başlangıcı ve bir sonu olan geçici durumlar karşısında verilen tepki olarak tanımlanıyor.

Akut stres durumunda, uyaran algılanınca sinir sistemini harekete geçiyor. Göz bebekleri büyüyüp, nefes hızlanıp, derinleşiyor.  Kalp atışı artıp, damarlar büzülüyor ve kan basıncı yükseliyor. Bir dizi biyolojik olaydan sonra en son stres hormonu adıyla bilinen adrenokortikotropik hormon (ACTH) adrenal bezlerin dış kısmını, adrenal korteksi harekete geçiriyor. Böylece vücut savaşmak ya da kaçmak için hazır duruma geliyor. Eğer konu köpek ya da saldırgan bir hayvansa kaçmanızı öneriyorum:) (W.Cannon “Savaş ya da Kaç”)

stres2

*Kronik stres : Baş edilmesi güç algılanan talepler ya da imkansızlıklar karşısında zaman içinde devam eden nispeten kalıcı bir durum olarak tanımlanıyor.

İş yerinde yapmak isteyip de yapamadığımız her şey kronik stresi davet ediyor. Hele bir de işinizle ilgili kaygılarınız varsa… Hiç yaşamadınız mı?  İşe gittiğinizde iş yerinde hiç bir sorun olmadığı halde her şey gözünüze batıyor ve bir türlü keyfiniz yerine gelmiyor. Monotonluk, durgunluk diye düşünürken vücudunuz alarm veriyor. Sizi mutsuz eden kendinizle bilinçli ya da bilinçsiz çatışmalarınız yüzünden stres ortaya çıkıyor. Tabi bilinen, farkedilebilen, bazı durumlar da söz konusu olabiliyor.

*Çalışma şartlarından memnun olmadığınız bir iş yerinde iyi ücret alıyorsanız, mantıksal yaklaşıp çalışmaya devam ediyorsanız ama yine de huzurlu değilseniz,

*Patronunuz ya da çalışma arkadaşlarınız, müşterileriniz tarafından baskıya maruz kalıyorsanız,

*Tam iyi bir iş yapacakken engelleniyorsanız,

*Çatışmalar yaşıyorsanız tam bir kronik stres durumu…

Dikkat: Kronik stres, akut strese oranla çok daha fazla zarar verici olabiliyor. Akut stres bizi tehlikelerden korurken, kronik stres teşvik edici olduğu kadar da bizi yıpratıyor.

stres4

Kronik stres durumunu inceleyen ilk araştırmacı, bir endokrinolog olan H.Selye (1907-1982) olmuştur. Selye’nin teorisine göre, birçok stres yükleyici türü aynı tepkiyi veya genel bir bedensel tepkiyi tetikleyebiliyor. Sonuç olarak bütün stres yükleyiciler adaptasyon (uyum) istiyor. Selye, stres yükleyicilere verilen tepkileri Genel Adaptasyon Sendromu olarak tanımlıyor.

Genel Adaptasyon Sendromu üç aşaması ile ilgili bilgiyi ve stresle başa çıkma yollarını, bir sonraki yazımda ayrıntılarıyla paylaşıyor olacağım. Yarım kalan şeylerde yaşandığı gibi lütfen yazı için de strese girmeyin. Gelin güzel bir bilgiyle makalemizi sonlandıralım.

Bütün dünyada en uzun yaşayan insanların bulunduğu yer, Doğu Çin Denizi’ndeki Okinawa adasıymış. Okinawalıların yaşam koşulları incelendiğinde, beslenme ve yürüme alışkanlıklarının dışında diğer bazı özelliklerinin de bulunduğu ortaya konulmuş. Burada yaşayan insanlar genel olarak birbirlerinden sosyal destek görüyorlarmış. Stres düzeyleri yaşam şekilleri sayesinde oldukça düşükmüş. Düzenli egzersizlerin yanında meditasyon da yapıyorlarmış. Yaşam enerjileri oldukça yüksekmiş. Tıpkı olması gerektiği gibi…

Uzun ve sağlıklı bir yaşam dileğiyle, sevgiler.

Saygı Günenç Şubat/2014

Saygı Günenç tarafından yazıldı

“STRESLE BAŞA ÇIKABİLME-1” Yorumları (3 Adet)

  1. bahceperim dedi ki:

    Bu meditasyon ile spor kafamı meşgul ediyor. Sosyal Desteğiniz az ise ne öneriliyor.

  2. Niyazi dedi ki:

    Saygı hanım, stresim kronik ötesi… Adeta kendimle savaşıyorum. Yazının ikinci bölümünü dört gözle bekliyorum.

  3. Ayşe Dal dedi ki:

    Güzel bir makale, elinize sağlık. Biraz dışavurumcu olabilsek, işler daha kolay çözülür diye düşünüyorum. “Ağlamayan çocuğa meme vermezler” sevdiğim bir sözdür. Sizin açtığınız bu platform da kendimizi ifade etmek için sunulan elit bir fırsat bence. Paylaşmak sözcüğü geniş kapsamlı. Burada sadece sizin sunduğunuz fikirleri değil, farklı düşünceleri, beğenileri, hatta bazen yaşanmışlıkları paylaşıyoruz. Sizinle paylaşmak gerçekten güzel Saygı Hanım. Dilerim bu insani tarafınız hep baki kalır.
    Sevgiler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3.937 okunma

Kişisel blogdur. Ticari amaç ya da kazanç gütmez. Blogda kullanılan bazı görseller ve bazı yazılar google üzerinden alınmıştır. Herhangi bir hak iddia edilmemektedir. İstenildiği zaman kaldırılacaktır.

Başa Dön