Bir hafta sonu yabancı bir kanalda Amerikan Bilardosu izliyorum. Bir an yöneticilik ile Amerikan bilardosu arasındaki müthiş benzerlik dikkatimi çekti.
Önce bilmeyenler için kısaca açıklayayım.
Amerikan bilardosunda düz olarak adlandırılan 1-7 arasında numaralanmış yedi tane top, çizgili (pijamalı) olarak adlandırılan 9-15 arasında numaralanmış top, 8 numaralı siyah bir top bir de vuruş yapılan beyaz top vardır. Yani tam olarak 15 tane top vardır. Oyunun amacı iki gruptan birini tamamlayıp siyah topu en son topun girdiği cep’e veya oyuncunun değiştirmemek kaydıyla deklare edeceği cep’e girdirmesidir.
Oyun esnasında oyuncunun o farklı renk, numara ve pozisyonlardaki topları farklı dokunuşlarla ceplere sokmaya çalışması İnsan Yönetiminde de aynı şeyleri yapmamız gerektiğini çağrıştırdı.
Herkes farklıdır ve her insanın çalışması, istek ve çaba göstermesi için farklı dokunuşlara ihtiyacı vardır. Yönetici her insanı yönetirken farklı dokunuşlarla motive etmeli ve hedefe odaklanmasını sağlamalıdır.
Amaçsız, rastgele ve dengesiz güç kullanarak yapılan dokunuşlarla hedefe ulaşılmaz. Her çalışanın güçlü yanlarını, gelişmesi gerekli yanlarını, zayıf yanlarını, beklentileri, kişisel hedeflerini yöneticisi mutlaka bilmeli ve ulaşması gerekli iş hedeflerine nasıl ulaşması gerektiğini hesaplayarak doğru dokunuşlarla onu hedefe göndermelidir.
Yönetici çalışanı hedefe odaklar iken, onun arkasında olmalı. Aynı yöne bakmalı ve o hedefe gitmesi için dokunması gerekli yeri çok iyi bilmeli ve o hedefe gidebilmesi için bu dokunma hızını çok iyi belirlemelidir.
Bazen hedefe takım çalışması ile gidilebilecekse, yine yönetici takımı iyi tanımalı kimin güçlü yanının, kimin güçlü yanı ile birleştiğinde neler olabileceğini kestirebilmesi gerekmektedir.
Yönetim dokunuştur. Çalışanlarınızı neler harekete geçirir mutlaka öğreniniz. Uygun zaman, yer ve dokunuşlarla onları motive ediniz.